Uygarlıklar beşiği Anadolu'nun cennet köşelerinden Bursa ve çevresi, çok eski çağlardan beri yerleşimlere sahne olmuştur. Bölgede eski yerleşim alanlarının yarattığı uygarlıkların günümüzden 7 bin yıl önceine gittiği, Ilıpınar Höyüğü kazılarında ortaya çıkmıştır. Höyükte yapılanazı kazılar sonucunda, MÖ. 5200 yıl öncesine dek inen bir yerleşim alanı bulunmuştur.
Bursa'nın 7 km. Uzaklıkta Demirtaş nahiyesinde 2,5 km. 90 metre. Çevresi 5 m. Yüksekliği olan "Demirtaş Höyüğü" yer almaktadır. Bu höyükte elde elde, az miktarda da çarkta yapılmış kâse, küp ve testilere ait seramik parçaları bulunur. Bunlar erken bronz çağdan kalmış olup MÖ. 2500'lü yıllara tarihlenir.
Kentin 14 km batısında, Çayırköyü’nün 1 km güneybatısındaki “Çayırköy Höyüğü’nün” boyutları da Demirtaş Höyüğü ile aynıdır. Burada bulunan seramik parçalarında gri, kırmızı, kahverengi ve siyah renkler hakimdir. Bulunan seramik parçalarının önemli kısmı elde, çok azı ise çarkta yapılmıştır. Höyüğün en eski buluntusu MÖ. 2700 yılına aittir.
MÖ. 3. yüzyılda Bithynialılar ve Prusiaslılar tarafından kurulan kentin ilk adı "Prusa" idi. Yazılı kaynaklarda "Bitinya" olarak da Bursa ve çevresinin en eski yerleşimleri İznik Gölü çevresindedir. Sadece İznik Gölü havasında, önemli ölçüde höyük bulunmuştur. Bunlardan Orhangazi boyunca Ilıpınar ve onun 750 m. Kadar doğusundaki Hacılartepe Höyüğü, Orhangazi-İznik yolunun Yeniköy altı mevkiinde Tepecik Höyüğü, İznik Gölü'nün kesilirse Körüstan, Üyücek Tepe, Höyücek ve Karadin höyükleri bulunur.
İnegöl kent merkezinde, Cumatepe höyüğü ile Doğutepe Akhisar höyükleriyle Yenişehir Babasultan Höyüğü tarih öncesi deville ait yerleşimleri işaret etmektedir. Demirtaş Köyü Höyüğü ile M. Kemalpaşa'nın Dorak Köyü ile Tahtalı Köyü'ndeki kalıntılar, Bursa'da en az beş bin yıllık önemli bir uygarlık alanı oluyor.
Prusa (Bursa) 'nın kuruluşu
Bursa bölgesi, MÖ. 4. yüzyılda Bithynia devleti kuruladı dek çeşitli kolonilerin ve ülkelerin egemenliğinde yaşıyor. Ünlü Herodot Tarihi'ne göre, o tarihte Bursa ve çevresinde var olan tek şehir Cius / Gemlik'tir. Cius kentinin kuruluşu MÖ. 12. yüzyıla kadar uzanır. Apamea / Mudanya kentinin ise, MÖ. 10. yüzyılda kurulduğu sanılmaktadır. Uluabat Gölü'nün üzerinde bir adada bulunan Apollonia / Gölyazı'nın ise, MÖ. 6. yüzyıldan daha önce kurulduğu sanılmaktadır.
Krezus'u / Kroisos (MÖ. 561-546) Döneminde Lidyalıların egemenliğine giren Bursa bölgesi DAHA SONRA, Pers / İran egemenliğiyle tanışmıştı. Bursa bölgesi, bu savaşlar sırasında çok tahrip oldu. Dedalses, İranlara karşı savaşarak Bursa bölgesinden bir Bithynia Devleti kurdu. Dedalses'in oğlu Botiras Bas / byas (MÖ. 378-328) Bithynia krallığının ilk kralı sayılmaktadır oğlu ONUN ettik.
MÖ. 2. Yüzyılda M.Kemalpaşa yakınlarındaki Melde Tepesi'nde antik Miletopolis, 356 Yılında Orhangazi'de Basilinopolis, Sölöz köyünde Pythopolis, Yenişehir'de Otroia, Orhaneli'de Adriani, Karacabey'de Kremastis, Eşkel'de Daskylium, Çekirge'de Plai, Kurşunlu'da Brillos, İznik'te Nicaea antik kentleri kurulmuştu.
Bursa'nın kent statüsüne yükselip çevresinin surlarla çevrilmesi Bithynia kralı'ait I. prusias (MÖ. 232-192) Döneminde gerçekleşmişti. Kartaca kralı Hannibal, Roma imparatoru ile yapılmış savaşı kaybedince, askerleriyle birlikte I. Prusias'a sığınmış. Hannibal, I. Prusias tarafından büyük itibar görmesi üzerine, onuruna Bursa kentini kurmuş. Kente bu ned Prusa adı verilmiştir. M.Ö. 2500 - 2700 yıllarını gösterir.
Antik kaynaklarca Bugünkü Bursa'nın kurucusu Olarak Bilinen I. Prusias'ın imparatorluğu zamanında Uludağ Bursa'sı (Prusa ad Olympium) Adını alan şehirden o döneme ait mermerden Bir Kadın heykeli ostotek bulunmuştur ettik.
İmparator Justinianus (527-565) zamanında Pythia'da (Çekirge'de) yeni hamamlar yaptırılmıştır. 1935 yılında tonozlu odalarında bulunabilir. Hisar içinde, Yer Kapı'da buluntuktan önce Bizans devrine ait taban mozaiği, önemli arkeolojik kalıntılardandır. Tophane'de Bizans döneminden bir şapel ve manastıra ait mozaikler bulunur.
Prusa (Bursa) 1204-1261 yılları arasında Nikaia'ya (İznik) bağlı bir tekfurluk olarak hayatını sürdürdü.
MÖ. 74 yılında Roma'ya bağlanan Bithynia krallığı, uzun yıllar Roma egemenliğinde kaldı. Önce Romalıların ardından da Bizanslıların bir çeşit iltihaplanması Bursa ve civarı Osmanlı Beyliği döneminde dahi yabancı kaynaklarca Bithynia Beyliği veya Krallığı olarak anılmıştır.
Bugün ülkemizin en zengin Bizans devri mezar stelleri ve çeşitli mimari eser parçaları, seramikler, sikkeler Bursa Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.
Bursa, Osmanlı İmparatorluğunun ilk 200 yıllık döneminde diğerlerine göre büyük gelişmeler göstermiş, birçok mimari yapı ile süslenmiş; Devrinin tanınmış medreseleri ile bilim aleminin merkezi olmuştur. I. Murad zamanından başlayarak Hüdavendigar Külliyesi, I. Beyazid'in yaptırdığı Yıldırım Külliyesi, I. Mehmed (Çelebi) döneminde II. Murad zamanında tamamlanmış Yeşil Külliye Bursa'nın mekânsal gelişimini etkileyen ve bugün ayakta duran büyük komplekslerdir.
Bursa kimin şehri?
Bursa ve civarına önceleri Bithynia denilmekteydi. Uludağ'ın güneyi ile batısı Mysia adıyla anılmaktaydı. Bursa'da yaşayan Bithynialılar, Thrak'ın kökenliydi. Asya'ya taşındığınızda, çok farklı halklar da bölgeye yerleşmişti.
Bithyn'lerden önce bölgede Bebryk'ler oturmuştu. Sonra da Mysi'ler gelmişti. Bithyn'ler, Thrak'ın ve onların zamanında Asya Thrak'larının birleşimi. Thrakça olduğu için dillerin kullandıkları belgelerden anlaşılıyor. Ancak, Yunan kolonilerinin etkisi ile Bithynia halkı yavaş yavaş Yunanlaşmıştı. Bithyn'lerden önce, bölgede Bebryk, doğuda ise Mygdon dili konuşuluyordu. Batıda Mysia dili konuşulmaktaydı.
Bizanslıların 12. yüzyılda Bursa ve civarına çok fazla Sırp ve Bulgar'ı iskân ettiği bilinmektedir. Osmanlılar bu bölgeye geldiklerinde, Bursa ve çevresinde çok değişik etnik gruplardan oluştu, Ortodoks Hıristiyanlar bulmuştu.
Ayrıca Osmanlılar Bursa'yı aldıklarında sadece şehrin hisar içinden ibaretti de ifade etmek gerekir. Orhan Gazi şehri dışarıyı çıkararak, surlar dışına bugünkü Bursa'nın çekirdeğini yaratan yeni bir şehir kurmuştur. Okul, hastane, köprü, aşevler, kervansaraylar, hamamlar gibi kamu yapıları inşa edilmiş ve bittiğinde çevrelerinde konut alanları yaralanılarak bir yerleşme geleneği başlatılmak suretiyle bugünkü "Yeşil Bursa" nın temelleri atılmıştır.
Türklerin Bursa bölgesine gelişi
Müslümanlar ilk kez, Abbasiler (Harun Reşid) döneminde Bursa’ya kadar gelmişti. 955 yılında ise Halep’teki Hamedanlılar, Bursa’yı ele geçirip 23 yıl boyunca Bursa’ya egemen olmuşlardır. Türklerin Bursa bölgesine ilk kez 1081 yılından sonra geldikleri görülüyor. İznik, 1081-1097 yıllarında Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkentliğini yapmıştı. 1097 yılında ise bölge, Haçlı Savaşları’na sahne oldu. İznik Haçlıların eline geçti. Alexias Kommenos’un döneminde (1097) düzenlenen bir seferle Türkler, ilk kez Bursa’yı ele geçirmişti. Bu savaşlar sırasında İstanbul’da Latin Hükümeti kurulunca, Bizans İmparatorluğu’nun başkenti İznik oldu. 1204 yılında Theodor Laskaris’in kurduğu İznik Bizans İmparatorluğu, 1261 yılına kadar varlığını sürdürdü.
Latinler İstanbul'u işgal ettikleri zaman Bizans prensleri bu yeni düşmanın elinden kurtulmak için Müslüman yöneticilerle işbirliği yaparak Bursa'yı ele geçirdiler. 1214 yılına kadar Rumların elinde kalan Bursa, Müslümanlara karşı direnişte halkın gösterdiği isteksizlik nedeniyle imparator II. Andronikos'un gazabına uğradı. Halkın büyük bölümünde malları yağma edilerek içitler bazılarına sürgün ve idam cezası verildi. II. Andronikos, Latinleri yenerek imparatorluğu tanımlayabilmek için sağlayıncaya kadar Bursa'yı bu enhet yöntemi ile elde tutabildi.
Beylik'ten devlet'e (Osman Gazi Devri 1299-1324)
Osmanlı Devleti'nin kurucusu ve ilk sultanı Osman Bey, Ertuğrul Gazi'nin oğludur. Osmanlı'nın diğer beyliklere göre Hıristiyan araziye komşu olması çok önemli bir avantaj sağlamış, onları kısa sürede büyük imparatorluk durumuna getirmiştir.
Osmanlı Beyinde Osmanlı Devleti'nin büyük çoğunluğu katkıda gören Osmanlı Bey, bu nedenle Bursa ve çevresindeki birçok araziyi dervişlere verdi. Şeyh Edebali'nin kızını aldı ve kendini yerden aldı. Bizans topraklarında yaptıkları savaşlarla zenginleşmekte Osman Bey; Karacahisar, Yarhisar, İnegöl'ü aldı. 1302 yılında Yenişehir'i devletin merkezi yaptı. İznik ve Bursa'yı ancak alamadan hayatatık yitirdi kuşattı. Tophane'deki Vasity gereği Gümüşlü Kubbe'ye (Saint Elia Manastırı) gömüldü. Ölümünde özel mülkü olarak çok az malı çıkmıştı.
Bursa'nın fethi
Osman Bey 1308 yılında Bizans tekfurlarının birleşmiş ordularını Dimboz / Erdoğan köyü yakınlarında perişan edince, Bursa önlerine gelmişti. Bu tarihe kadar Bursa'yı kuşatarak gözlemlemek için Kükürtlü Hamamı karşısında, Ak Timur'u komutasında, diğeri eski Mollaarap Okulu yerinde, Balaban Bey komutasında iki kule yaptırmıştı. Bursa'nın arkasında güvenlik altına almak için 1325 yılında Orhaneli Kalesi fethedilince tekfur çaresiz kaldı. 6 Nisan
Bursa'dan Ordan Bey'e teslim olmaktan 1326 yol kat edildi. Yani Bursa, bir bakıma kılıçla değil, "vire" olarak anılana teslim yoluyla Türklerin eline geçmiş oldu.
O dönemlerin üst ve tüfek olmadığından kaleleri düşürmek için kullanılmış en önemli savaş taktığım kaleler kuleler vasıtasıyla gözetim altına tutarak giriş ve çıkışı engellemekti. Böylece kale halkını açarak, suyunu keserek kentler kan dökmeden ele geçiriliyordu. Bursa'nın ele geçirilmesinde de "vire" denilen bu metot uygulanmış, aç ve susuz kalan halk tekfura karşı ayaklanmış ve şehir kan dökülmeden Osmanlılara teslim edilmişti.
Bursa'da bir imparatorluk doğuyor (Orhan Gazi Devri 1324-1360)
Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in oğlu ve devletin ikinci sultanı Orhan Bey, 1320 yılında babasının vekili oldu. 1321 yılında Mudanya'yı, 6 Nisan 1326 tarihinde ise Bursa'yı fethederek çıkararak 1324 yılında tahta geçti. Bizans ordularını 1329 yılında İstanbul'da Pelekanon'da yendi. 1331 yılında İznik'i teslim alan Orhan Gazi Osmanlıların başkentini 5 yıl süre ile İznik'e taşıdı.
1353'te Bizans'taki iç karışıklıklardan faydalanan Orhan Gazi, Gelibolu'da Çimpe kalesini aldı. Tekirdağ'ı Marmara kıyılarına kıyılaştırmak için Gelibolu'ya ele geçirdi. Ilk yasal düzenlemeleri yaptı. Orduyu düzenledi. Vergi yasaları getirdi. Ilk kez kendi adına para bastırdı. Bilecik tekfurunun kızı Nilüfer Hatun ile Asporca ve Bizans İmparatoriçesi Thedora'yı eş olarak alan Orhan Gazi, kentte hızlı bir imar çalışmasıyla başkalarına taşan kemik çekirdeği oluşturan cami, hamam, köprü, çeşme, darphane, medrese gibi birçok anıtsal eseri yaptırdı.
Orhan Gazi 1360 yılında yaşamını yitirdi. O da Tophane'ye, babasının yanına gömüldü.
İlk şehit sultanı: Murat Hüdavendigâr (1360-1389)
Orhan Bey’in oğlu olan I. Murat, Lala Şahin Paşa’nın yanında yönetim ve savaş dersleri aldı. 1340 yılında Bursa Sancakbeyi; ağabeyi Süleyman Paşa’nın 1359 yılında vefatıyla da Rumeli ordusunun kumandanı oldu. 1360 yılında tahta geçti. 1362 yılında Edirne’yi fethederek devlet merkezini buraya taşıdı. 1364 yılında, Balkanlar’daki Haçlı ordusuyla yaptığı Sırp Sındığı Savaşı’nı kazanarak büyük ün saldı. Osmanlı akıncıları Adriyatik denizine dayandı. 1389 yılında, I. Kosova Savaşı sonrasında şehit edilerek yaşamını yitirdi. Bu nedenle Gazi Hüdavendigâr lakabıyla anılmıştır. Mezarı Çekirge’de, adını taşıyan türbesindedir.
Bu dönemde tımar teşkilatı geliştirildi. Yaya, müsellem ve yeniçerilere ilaveten kapıkulu askerinden maaşlı süvari ocağı kuruldu. Çekirge'deki külliyesinde medreseli ilginç bir cami ile hamam ve türbesi vardır. Ayrıca Hisar'daki Şahadet Camii ile bugün Hisar'daki garnizonun bulunduğu yerdeki sarayı da Sultan I. Murat yaptırmıştır.
Yıldırım gibi bir sultan: I. Bayezid (1360-1403)
Sultan I. Murat ile Gülçiçek Hatun'un oğlu olan Yıldırım Bayezid 1389 yılında sultan oldu. Anadolu'daki birçok beyliğin Osmanlı'nın eline geçmesini sağladı. Rumeli'de 1396 yılında Haçlılar ile Niğbolu Savaşı'nı yaptı ve kazandı. Arkalarına Timur'u alan Anadolu beylikleri sultana kafa tutunca Bayezid, Anadolu beyliklerini kışkırtan Timur ile 28 Temmuz 1402 tarihinde Ankara'ya yapılan mücadele kaybetti. Bayezid'in bu savaşta Timur'a tutsak olmaması için kendi kendine zehirleyerek inandırmak. (1403)
"Yıldırım" lakabını alan Bayezid, Bursa'da çok yönlü güzel yapı yaptırarak Bursa'nın, devrinin en görkemli kenti gelmesini sağladı. Bursa'da Ulucami ile, Yıldırım semtindeki külliyesi içinde cami, hastane ve hamam ile medrese yaptırmıştır. Ancak onun Bursa'daki en önemli yapıtı Darüşşifa'dır. Osmanlı Devleti'nin ilk hastanesidir. Bugünkü Bursa Çarşısı'nın Bedesten'i de Yıldırım Bayezid'i kurdu. Türbesi, Yıldırım Külliyesi'ndedir.
Karanlığın yüzü: Fetret Dönemi (1402-1413)
Bursa, Osmanlı döneminde mâmur bir başkent olarak gelişirken, Anadolu beyliklerinin alana desteğini Timur karşısında Osmanlı'nın yenilgiye uğraması sonucu Timur'un askerleri tarafından kısmen Ulucami ile birlikte alındı. Bundan sonra Bursa, bir zaman, Yıldırım Bayezid'in oğulları arasında el değiştirip durmuştur.
Ankara Savaşı'nın ardından Yıldırım'ın İsa Çelebi'nin oğullarından bazılarına paşalarla başlayan Bursa'ya gelip tahta oturmasıyla başlayan şehitler arasında başlayan kanlı çatışmalar, Çelebi Mehmet'in 1413 yılında oğlu bulmuştur.
Devleti ikinci kez kuran sultan: Çelebi Mehmet (1413-1421)
Sultan I. Bayezid ile Devlet Hatun'un oğlu olan Çelebi Mehmet, Osmanlı padişahlarının beşinci ve Osmanlı Devleti'nin ikinci kurucusudur. Çelebi Mehmet, Ankara savaşından (1402) sonra parçalanmış Osmanlı topraklarını tekrar birleştirmek için birleştirmek için kardeşleri Süleyman, İsa ve Musa Çelebi ile mücadele etti. Böylece Osmanlı Devleti'ni karşılaştıracağız, büyük bayramdan kurtararak devletin birliğini kullandım Çelebi Sultan Mehmet, onun şeyden önce elden çıkan toprakları geri almaya çalıştı.
Şeyh Bedreddin isyanını bastıran Çelebi Mehmet, 26 Mayıs 1421 tarihinde Bursa'da hayatını yitirdi. Yeşil semtinde bulunan eşsiz güzellikteki Yeşil Türbe'ye defnedildi. Çelebi Mehmet sağlığında, türbenin bulunduğu mekana in medrese, cami ve imaret bulunan "Külliye" yi inşa etmişti. Çelebi Mehmet Edirne'de bir cami bedesten divan şairi, Amasya'da da oğlu Kasım için bir türbe yaptırmıştır.
Dervişane bir sultan: II. Murat (1421-1451)
Çelebi Mehmet ile Emine Hatun'un oğludur. 1415 yılında Amasya Sancakbeyi oldu. 1420 yılında Börklüce Mustafa ile Anadolu beyliklerinden Germiyanoğulları, Ramazanoğulları ve Menteşoğulları'nın isyanlarını bastırdı.
1430 yılına Venedikliler'den Selanik kalesini aldı. 1444'te Varna, 1448'de II. Kosova Savaşı'nda kazandırma başarılarla Balkanlar'da devletin sınırlarını genişletti.
Karacabey'de devlet yöneticilerinin huzurunda saltanattan vazgeçtiğini ilan etti. Bir süre Karacabey'de inzivaya çekildi. Daha sonra Çandarlı Halil'in baskısı ile tekrar tahta geçmek인 kaldı. 47 yaşında iken 3 Şubat 1451 günü yaşamını yitirince, Muradiye'deki türbesine gömüldü. Vasiyeti üzerine türbesinin üstü açık, kumukası üzerinde de toprak vardır.
Sultan II. Murat'ın Murttiye semtinde yaptırdığı külliyesinde; Cami, hamam, medrese ve imaret bulunup tümü günümüze gelebilmiştir. Sultan Murat, duygusal ve şair yönü olan bir kişi olup ayna'da divan şairi, müzisyen ve hattattır.
Manevi Başkent Bursa
Fatih (1451-1481), İstanbul'u aldıktan sonra Bursa'ya ikinci plana itâyettik. Bu nedenle Bursa, hep2 ya da manevi başkent oldu. Örneğin Fatih vefat edip II. Bayezid padişah olunca (1481-1512), kardeşi Cem de 1481 yılında Bursa'ya gelip padişahlığını ilan etmişti. Bahtsız Şehzade Cem, Bursa'da 18 gün süren padişahlık yaptı, burada kendi adına para bastırdı. Sonradan bu durum, Bursalıların Sultan tarafından cezalandırılmasına neden oldu. II. Bayezid, 1512'de Bursa'ya girince, Yeniçeriler şehri yağma etmek istedi, yağma son anda önlendi.
Yavuz Selim padişah olunca da, bu kez kardeşi Korkut aynı şeyi yaparak Bursa'da padişah olmak istedi. Ancak Bursa'daki Korkut'un saray-ı âmire'den tüfekleri almak istemesine Bursalılar engeli oldu. Daha sonradan Şehzade Ahmet de, Bursa'yı hükmetmek istemiş, ancak başaramamıştı.
Zor yıllar: İşgalden kurtuluşa Bursa
Birinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmişti. 1920 yılında Yunanlılar önce İzmir ve çevresindeki adım 2 Temmuz 1920 tarihinde Mustafakemalpaşa ve Karacabey'i işgal ettiler. 6 Temmuz'da Gemlik İngilizler tarafından işgal edildi.
Bursa'da, Osmanlı döneminden sonra büyük acı Yunan işgali ile yaşandı. Ankara'daki TBMM kürsüsü üzerine, Bursa'ya düşman işgalinden kurtuluncaya kadar kalmak için siyah bir örtü örtüldü.
O zor yıllarda Bursa'da yaşayanların neredeyse üçte biri için gayrimüslim olan için bazı Bursalılar silahını alıp dağlara çıkmıştı. Kentte kalanlar ise, Kuvvay-ı Milliye için istihbarat çalışmaları yapmıştı. Yunanlıların Osman Gazi türbesine hakarette bulunursa Bursalıların işgalcilere karşı daha da kinlenağısı sebep oldu. Bursa, 2 yıl, 2 ay 2 gün işgalden sonra 11 Eylül 1922 günü kurtarıldı. Yunan askerlerinin yeri çekilmesinde, Türk ordusunun olduğu kadar, silahlı milislerin de katkısı büyük olmuştur.
Çağdaş Bursa'nın karşılaştığı sorunlar
İşgal döneminde Bursa halkı çok zor yıllar yaşadı. Özellikle köylerde çok sayıda insan ölmüş, birçok köy de yakılmıştı. İşgal yıllarında Bursa'da da çok mahalle yakılmış, yıkılmıştı. Cumhuriyet sonrasında; Bursa nüfusunun nereden alındığı, gayrimüslimlerin kenti terk etmesiyle yeni, farklı bir bunalım yaşandı. Giden gayrimüslimlerin yerine gelen "Mübadele göçmenleri" onu şeye yeniden başlamak zorundaydı. Zaten Bursa, 1880'li yıllardan beri bir göçmen akınına uğramıştı. Daha önce bünyesinde hazmedemeden, önce Balkanlar'dan gelen göçmenler, daha sonra mübadele ile Yunanistan'dan gelen göçmenler Bursa'yı, Cumhuriyet'in ilk yıllarında büyük bir sosyal ve ekonomik sorunlar yumağı haline getirdi. Çünkü Bursa'yı terk eden gayrimüslimlerin çoğunu esnaf ve tüccar iken, Yerlerine gelen göçmenlerin hemen tamamının çiftçi olması gerekir daha da artırmıştı. Gelen göçmenlerin büyük bölümünde Türkçe dahi bilmeyip, faklı geleneksel ve kültürel taşımacılık, Cumhuriyet Bursa'sı için farklı ve ciddi sorunların ortaya çıkmasına sebep oldu. Ancak, Cumhuriyet yönetimi, kısa sürede Bursa'daki bu toplumsal ve kültürel sorunları aşmayı bildi.
Genç Cumhuriyet, birleşik Bursa'dan kısa sürede modern bir kent yaratmayı başardı. Yeniden ipek fabrikaları kuruldu, gerek kent merkezi, gerekse ilçe ve köylerinde
Büyük bir imar atılımı başladı. Cumhuriyet devrimlerine de sahip çıktı Bursa, çok kısa sürede büyük bir gelişme göstererek ülkenin dördüncü büyük kenti haline geldi.